VEDÊ GÛLBARÎNÊ
Fotoğraf, Dersim merkeze bağlı Çixek (Çiçekli) köyü, Qurnan (Subaşı) mezrasında, Nisan 2020’de çekilmiş. Yıkılmış, viran olmuş duvar kalıntıları içinde boy verip çiçeğe durmuş bir badem ağacı… Şairin “yaprak döker bir yanımız/
bir yanımız bahar bahçe” dediği o ‘beter çizgi’ objektife böyle yansımış.
Her fotoğraf gibi bunun da bir sözü vardır ve o söz kadrajda görünenden ibaret değildir. 25 yıl öncesinden bugüne uzanan bir gerçekliğin içinden kulaklarımızda çınlayan çığlıktır o söz, duyana, görene…
Yoksul ama onurlu hayatlara sitareydi bu duvarlar. 1995 yılında, yakınında meydana gelen bir çatışma sonrası, fatura burada yaşayanlara kesildi ve birkaç haneli mezra zorla boşaltıldı. Yaklaşık 7 yıl sonra, 2002’de köylüler evlerine geri
döndüler. Yaklaşık bir yıl süren tehditler başladı sonra. Karar verilmişti; envayi teknikle donatılmış koca jandarma kalekolunun güvenliği ile bu üç beş nüfusluk mezranın güvenliği birlikte mümkün olamayacaktı! Evlerini boşaltmamak için direnince köylüler, tesadüf bu ya köyün yakınlarına havan topları düşmeye başladı. Haftalarca süren bu durum üzerine jandarma karakoluna giderek
şikâyette bulunan köylülere verilen yanıt açık ve netti: “En kısa sürede köyü boşaltacaksınız, yoksa evlerinizi hedef alacağımızı bilin!” 2003’te yeniden boşaltılan Qurnan’ın yıllar süren ıssız yalnızlığı içinde damlar çöktü, duvarlar yıkıldı, geriye böylesi virâneler kaldı.
Ama işte, yaşamak esaslıdır insanın yeryüzündeki serüveni. Bütün kötülüklerin, yıkımların bağrında yeni bir hayat filizlenir. İnsanın gücünün yetmediği yerde doğa devreye girer, bereketli soluğunu sunar hayat için. Velhasıl, harabenin ortasında filizlenip büyür bir badem ağacı. Tutunur toprağının derinliklerine ve insana reva görülen hoyratlığa, zulme yıllar yıllar sonra o güzelim çiçekleriyle yanıt verir sanki…