HEVPEYVİN: RUBAR AGIRÎ

Klasik Kürt edebiyatının önemli ismi Ehmedê Xanî, bir filozof, bir düşünürdür de aynı zamanda. 17. yüzyılda Kürtçenin Kurmanci lehçesinde yazdığı Mem û Zin en çok bilinen eseridir. Bu eserinde trajik bir aşk öyküsü anlatılsa da Kürt halkının gerçekliği de imgelenmistir. Xanî Kürtlerin özgürlük sorununu, yoksulluğunu, acılarını kısacası yaşamını işlemiştir.
Salnama Ehmedê Xanî, Ehmedê Xanî hakkında yapılmış araştırma, inceleme, yorum, haber gibi çalışmaları bir araya getiren beş kitaplık bir çalışma. Rubar Agirî’nin kitabın yazarlarından Mehmet Gültekin’le yapmış olduğu söyleşi kitabın amacı ve içeriğiyle ilgili bilgileri okurla paylaşma olanağı sunuyor.
-Van’da Salnama Ehmedê Xanî kitaplarınız için bir söyleşi gerçekleştirdiniz. Öncelikle beş kitaptan oluşan böyle bir çalışmayı yayımladığınız için kutlarım. Bu çalışmanızın tanıtımını Van’da yapmanızın amacı neydi?
Bundan iki ay önce Van’da bir Ehmedê Xanî Enstitüsü kuruldu, bizi oradaki tanıtım konferansına bu enstitü davet etti. Salnama Ehmedê Xanî çalışmamıza önem veriyorlar. Ehmedê Xanî’nin ataları eskiden Van ile Hakkâri arasında bir Hükumet Sancak statüsünde olan Mahmudî Beyliği’nin coğrafyasından Bayazid’e göç etmiş. Ailesinin mensup olduğu Xanî aşireti hâlen bu iki ilde yoğun bir nüfusa sahip. Van nüfusu artık bir milyonu aşmış büyük ve çok güzel bir şehir, şahane bir coğrafyası var. İnsanları kendisiyle barışık, kibar ve çok misafirperverler.
Eserleri 2000’li yıllarda keşfedildi
-Bu çalışmaya başlama fikri nasıl oluştu, böyle bir projeyi neden gerekli gördünüz?
Ehmedê Xanî bilindiği üzere klasik Kürd şiirinin en büyük ustası ve Kürdlerin bir toplum olmaktan kaynaklı haklarını savunan bir bilge, Kürd yurtseverliğinin fikir babasıdır.
2000 yılından önce Ehmedê Xanî’nin eserlerinin basımı çok sınırlıydı ve hakkında yayımlanan yazıların sayısı çok azdı. Elbette bunda Türkiye’de Kürd dili üzerindeki yasakların etkisi büyüktü. Bu durum 2000’li yıllardan itibaren biraz değişti, Xanî’nin eserlerine ilgi çoğaldı, bunların yeni basımları yapıldı ve hakkında neredeyse her yıl yeni bir araştırma kitabı yayımlandı. Gazete ve dergilerde de çok sayıda tanıtım ve inceleme yazıları yayımlandı. Diyebiliriz ki Irak, İran ve Suriye’nin Kürd coğrafyasında, Rusya ve Batı Avrupa’da çoktandır bilenen Ehmedê Xanî’nin eserleri Türkiye’de daha çok 2000’li yıllarda keşfedildi. Başta Mem û Zîn olmak üzere Xanî’nin şiirleri bu yıllarda kısa süre içinde büyük ilgi gördü, Xanî’nin portreleri çizildi, heykelleri yapıldı; ismi okullara, dernek ve enstitülere, semtlere, sokaklara ve iş yerlerine verildi.
Biyografisi ve eserleri hakkında yazılan haber, yorum ve inceleme yazılarının çoğalmasıyla 2008 yılında Bahar ve Nihat Gültekin’le her yıl bir Xanî yıllığı yayımlamaya karar verdik. Batılı ülkelerde eskiden beri ünlü edebiyat ustaları hakkında süregelen yıllık geleneğini örnek aldık ve 2009’dan itibaren yayımlamaya başladık.
Amacımız kendi yazılarımızla birlikte, birçok insanın değerli yazılarını zamanla kaybolmaktan kurtarmak ve bunları her yıl bir arada yayımlamak ve yeni araştırmaları teşvik etmekti.
Xan ile Xanî karıştırılıyor
-Bu setteki ilk Salname’nin başındaki yazınızda Xanî ailesinin 1592 yılında Doğubayazıt’a geldiğini belirtiyorsunuz. Ehmedê Xanî Doğubayazıt’ta mı doğmuş? Bu konu ile ilgili farklı bilgiler var. Örneğin Xan ya da Xana Sêgundan köyünden de bahsediliyor…
Xanî’nin mensup olduğu aşiretinden bazı ailelerin o yıl Bazîd’e yerleştiğini, Erzurum’da Rus Konsolosu Alexsandr Auguste Jaba’yla yıllarca Kürdoloji çalışmaları yapmış olan ünlü bilgin Mela Mehmûdê Bazîdî aktarmaktadır. Ayrıca Şerefname ve başka kaynaklarda da o yıllarda savaşlardan kaynaklı olarak Bazîd’deki yönetimde önemli değişimler olduğundan buraya Van’ın güneyinden birçok aşiret gruplarının gelip yerleştiği belirtilmektedir. Bazı araştırmacılar Xan ile Xanî adlarını karıştırmaktadır.
Ehmedê Xanî mensup olduğu aşiretin adını mahlas olarak kullanmış ve bu şiirlerindeki kafiye düzeninden açıkça görülmektedir. Eğer onun kastı Xan adında bir köy olsaydı o zaman mahlası Xanê olurdu. Onun biyografisinin yazımında buna benzer birçok yanlış tespit var. Bahsettiğiniz yazı bu hatalardan kaçınmak, biyografisini yazarken öncelikle Xanî’nin kendi yazdıklarını, o yüzyıllardan günümüze ulaşan belgeleri temel almanın daha doğru olacağını özetle anlatmaya çalıştım, yani kendimce bir çerçeve önermiş oldum.
-Ehmedê Xanî’nin 1681 yılında Bayazid beyi Mîr Mihemed Pirbela’nın ölümü dolaysıyla yazdığı Medhiye ve Mersiye şiiri onun ilk şiiri mi oluyor? Bir de Xanî’nin kâtiplik yaptığı söyleniyor. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Ehmedê Xanî, Mem û Zîn’in sonunda 14 yaşındayken yazmaya başladığını belirtiyor. Ancak bahsettiğiniz şiirinden önce yazdıkları bize ulaşmamış. Son yıllarda klasik Kürd şairlerinin bilinmeyen çok sayıda eseri bulundu, umarım gelecekte Xanî’ye ait yeni eserler veya en azından şiirler de bulunur.
Halk arasında Ehmedê Xanî’nin Pirbela döneminde kâtiplik yaptığı söylenir. Xanî, halk dilinde Ehmed Efendi Xanî olarak telafuz edilir, efendi sıfatı daha çok bürokratik alanda çalışmış kişilere atfedildiğinden halk arasındaki kâtiplik yaptığı inancına denk gelmektedir. Ayrıca sözlü Memê Alan destanında Mem Mağrip beyinin oğlu iken Xanî’nin manzumesinin başlarında Mem’i saray kâtibinin oğlu olarak tanıtması da bu bağlamda dikkat çekmektedir.

Xanî’den söz eden ilk kaynak
-Salnamalerde ilginç bir bölüm var. Yabancı kaynaklardan çeviriler kısmı… Bu yazıları nasıl ve nereden buldunuz?
Bunlar 19. yüzyılda Xanî ve eserleri hakkında Rusya ve Batı Avrupa’da yayımlanan araştırma yazılarından oluşmaktadır. Ayrıca Felician Zatremba’nın 1830 yılında yayımlanmış “Fırat Dolaylarındaki Rusya ve Osmanlı Sancaklarına Seyahat” başlıklı uzun bir yazısı vardır ki bildiğim kadarıyla Batı’da Ehmedê Xanî ve Mela Mehmûdê Bazîdî’den söz eden ilk kaynaktır. Diğer araştırma ve inceleme yazıları ise 1857 ila 1900 yılına kadar Xanî hakkında yayımlanmış yazılardan oluşuyor. Bu yazıları Xanî hakkında araştırma yaparken salnamelerde kaynakları gösterilen dergilerde buldum ve Salname’de yayımlamak üzere çevirdim.
-Salnama Ehmedê Xanî 2012’de Mela Mehmûdê Bazîdî’yle ilgili de önemli bir yazınız var. Mela Mehmud Bazîdî’nin Ehmedê Xanî’nin tanıtılmasında rolü nedir acaba?
Ehmedê Xanî ekolünden gelen Mela Mehmûdê Bazîdî, 19. yüzyıldaki en büyük Kürd bilginidir. Dil, tarih, edebiyat ve etnolji anlanlarında yaptığı çalışmalarıyla tanınır. Kendisi Xanî’nin tüm eserlerini A. Jaba’nın yardımıyla Petersburg Üniversitesi arşivlerine emanet etti. Ayrıca Mela Mehmûdê Bazîdî, Mem û Zin’in on beş sayfalık bir özetini bizzat yazıp göndermiş. Jaba’nın isteği üzerine sekiz Kürd klasik şairinin de biyografisini yazıp yine Petersburg’a göndermişti, bu yazısında Xanî hakkında önemli bilgiler paylaşmaktadır. Peter Lerch de 1857 yılında bu yazıyı o zamanki bir akademik dergide yayımlamıştı.
-Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn çevirileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mem û Zîn artık Ortadoğu ülkelerinin dışındaki coğrafyalarda da birçok dile çevirildi, son olarak Almanca çevirisi de yayımlandı. İngilizceye iki ayrı çevirisi de son on yılda yapıldı. Daha önce de Fransızca çevirisi yapılmış ve Fransa’da çok tanınan bir yayınevi tarafından basılmıştı. Avrupa’da özellikle Fransızca çevirisi büyük ilgi görüyor, çevirisi çok kaliteli diye beğeniliyor.
-Xanî’nin şiiri diye pek çok şiir görüyoruz. Bu durumla ilgili neler söylemek istersiniz?
Birçok şiir kaynak gösterilmeden Xanî’ye mal edildi. Bence bu yakıştırmalar amaçlarına ulaşmadı çünkü bunlar dönemsel belli amaçlarla özünden saptırılıp soyut kurgulara alet etmek amacını taşıyordu. Az önce de bahsettiğim Mela Mehmûdê Bazîdî 1857 yılında Xanî’ye ait 25 şiiri Pertersburg’a göndermişti, sonradan dört ayrı şiiri daha güvenilir araştırmacılar tarafından bulundu. Biz Xanî’nin şiir divanı olarak bunları temel alıyoruz.
-Söyleşi için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim. dilop dergisi Ehmedê Xanî hakkındaki çalışmalarımıza her zaman yer verdi, sahip çıktı, bunun için de ayrıca teşekkür ediyor başarılarının devamını diliyorum.
(…)
Mîrê meclis nekenît, Mutribê goya çi biket
Xunçe xendan nebitin, bulbulê Şeyda çi biket
Neynika husnê butan, lazime sahib nezerek
Kesê bîna ku nebit, dîlberê zîba çi biket
Bê kerem naçite tîpa edûwan merdê şecî‘
Tîxê ahen çîte, bê destê tewana çi biket
Talibê îlm û kemalê nebitin qabilê feyz
Hîkmeta terbiyeya alimê dana çi biket
Qelbê Xanî sedefa gewherê îrfanê welê
Metnixwanek ku nebit, sahibê me’na çi biket
(…)
(Meclisin emiri gülmese, mutripler ne yapsın
Gülümseyen bir gonca yoksa şeyda bülbülleri ne yapsın
Güzellerin heykeline nazar sahipleri gerek
Bakan hayranı yoksa dilber ziba ne yapsın
Karşılıksız çıkmaz meydana yiğit savaşçı
Güçlü bir el sarılmayınca, kınındaki kılıç ne yapsın
Öğrencinin bilimde, erdemde gözü yoksa
Bilgenin dağarcığındaki bilgiler ne yapsın
Xanî’nin şiirleri birer incidir, uyarıdır ama
Ülkede okuyucu yoksa şairler ne yapsın)
Ehmedê Xanî