Tarık Ziya Ekinci, Cumhuriyet henüz iki buçuk yaşındayken ve 1925 Kürt isyanından hemen bir yıl sonra Diyarbakır’ın Lice ilçesinde dünyaya geldi. 18 Şubat 1926 olan doğum gününü, babasının evdeki Kuran-ı Kerim’in ilk sayfasının kenarına yazdığı nottan öğrendi. Erken Cumhuriyet döneminin birçok uygulamasına tanıklık ettiği gibi, Cumhuriyet öncesinin, özellikle 1. Paylaşım Savaşının acılı anılarının anlatımlarıyla büyüdü.
Kürtçe konuşmayı yasaklayan Şark Islahat Planı’nın uygulandığı yıllarda eğitim alan Ekinci, Türkçe’yi Lice’nin tek ilkokulunda öğrendi. Orta okulu ve liseyi Diyarbakır’da bitirdi. İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandı. Üç gün üç gecelik bir tren yolculuğuyla İstanbul’a gitti. Lice’li olup da üniversiteyi bitiren (1949) ilk kişilerden biri oldu Ekinci. Tıp eğitimi sonrası ihtisasını yapmak üzere Fransa’ya gitti. Paris yıllarından sonra ülkeye döndü ve 1957’de uzman hekim olarak Diyarbakır’a yerleşti.
Uzun yıllar Diyarbakır’da doktorluk yaptı. Üç dönem Diyarbakır-Mardin-Siirt İlleri Tabip Odası Başkanlığı yaptı. 1958-80 yılları arasında TTB Merkez Konseyi Kongrelerinde bölge hekimlerini temsil etti ve hekim haklarına ilişkin önerilerde bulundu. Bir dönem TTB Merkez Konseyi Yüksek Disiplin Kurulu Üyeliği yaptı. Diyarbakır, Mardin, Siirt illeri Tabip Odası adına Neşter isimli üç aylık bir dergi çıkardı. Diyarbakır’da aylık bilimsel tıbbi toplantılar, ilk defa onun tarafından düzenlendi.
Ve siyasi yıllar…
Mesleki etkinlikler yanında politik yaşamda da aktif biçimde yer alan Tarık Ziya Ekinci, Sosyalist Kültür Derneği’nin Diyarbakır şube başkanlığını üstlendi.
1965’te Türkiye İşçi Partisi’nden Diyarbakır Milletvekili seçildi. TİP Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği, Parti Genel Sekreterliği, TBMM Grup Sözcülüğü ve Grup Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu. Meclis çalışmalarında demokrasi, insan hakları, Kürtlerin kimlik ve kültür haklarını savunmaya öncelik verdi.
1967’den itibaren TİP’in başlattığı ve bir yıl boyunca devam eden Doğu Mitingleri’nin örgütlenmesinde önemli rolü oldu, tümüne katıldı. Diyarbakır DDKO’nun kuruluşunda yer aldı ve Silvan, Ergani, Kozluk ve Batman DDKO’larının kurulmasına da öncülük etti.
12 Mart Askeri Darbesi sonrası, “Kürtçülük propagandası” yaptığı iddiasıyla üç yıla mahkum oldu ve iki yıl tutuklu kaldı. 70’li yılların keskin siyasal mücadelesine İkinci TİP kurucuları arasında yer alarak dahil olan Ekinci, 12 Eylül darbesi sonrası iki kez Diyarbakır Cezaevi’ne girdi. 90’ların ilk faili meçhul cinayetinin kurbanı olacak olan Vedat Aydın’la cezaevinde aynı yatağı paylaştı. Köpeği Co ile işkencenin sembolü olan Esat Oktay Yıldıran’ın “Bir daha buraya gelirsen, sağ çıkamazsın” tehditlerinin ardından, 1982’de kısa bir süre özgür kalan Ekinci Paris’e gitti. Paris’te hekimlik yaptığı sürgün yıllarından sonra Türkiye’ye döndü. Eskiden kalan kısa süreli cezasını çektikten sonra İstanbul’a yerleşti. 1994’te kardeşi Avukat Yusuf Ekinci’yi ‘faili meçhul’de yitirdi.
Asırlık külliyat
Tarık Ziya Ekinci’nin parlamento konuşmalarından derlenmiş Doğu Dramı adlı ilk siyasi kitabı 1966’da yayınlandı. Sonrasında yazdığı kitaplar şunlardır:
Devlet ve Ben (1995), Faili Meçhul Bir Cinayet (1995), Vatandaşlık Açısından Kürt Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi (1997), Demokrasi, Çokkültürlülük ve Bir Yargısal Serüven (1999), Avrupa Birliği’nde Azınlıkların Korunması Sorunu Türkiye ve Kürtler (2001), Sol Siyaset Sorunları Türkiye İşçi Partisi ve Kürt Aydınlanması (Mayıs 2004), Millet Milliyetçilik, Devlet ve Anayasa Sorunları (Mayıs 2004), Türkiye’de Demokrasi ve İnsan Hakları Sorunları (Ekim 2004), Türkiye’nin Kürt Siyasetine Eleştirel Yaklaşımlar (Ekim 2004), Türkiye’nin Çağdaşlaşması ve Kürtler (2006)…
Bir Kürt Aydını’nın Lice’den Paris’e Uzanan Yaşam Serüveni (2010) isimli ‘Anı’ kitabında ise bütün yaşam deneyimini aktarırken, tanık olduğu tarihin eleştirel okumasını da yapan Ekinci’nin çeşitli dergi ve gazetelerde pek çok makalesi de yayımlandı.
Geçtiğimiz 15 Ağustos’ta 99 yaşında yitirdiğimiz Tarık Ziya Ekinci, vasiyeti üzerine Diyarbakır’da toprağa verildi.