Kardeş Belediyecilik, halklar arasında dayanışma köprüsüdür

SÖYLEŞİ: NURGÜL DENİZ

Eylül ayında DEM Partili Diyarbakır-Sur Belediyesi ile CHP’li Rize-Fındıklı Belediyesi arasında kardeş belediyecilik protokolü imzalandı. Sur Belediyesi binasında düzenlenen imza töreninde imzalanan bu protokolün halklar arasındaki kardeşliğe, birlikteliğe ve beraberliğe katkı sunması temennilerinde bulunuldu. Ardından Sur’da bulunan tarihi Ulu Cami önünde bir araya gelen başkanlar kalabalık bir halk topluluğu ile horon tepip halay çekerek “kardeşliği” kutladılar. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından kayyımın yerini DEM Parti’ye bıraktığı Diyarbakır’ın tarihi ilçesi Sur’da, Amedlilerin bu kutlamalara kucak açısı ve misafirperverliği her zamanki gibi renkli görüntülere sahne oldu.

Sur Belediyesi Eş Başkanı Gulan Önkol ile oluşturdukları kardeşlik köprüsünü, “kardeş belediyecilik protokolü” ile neleri hedeflediklerini konuştuk.

-“Kardeş belediye” kayyım öncesinde başlamış bir uygulamaydı. Kayyımlar bunu yıllarca engelledi ve şimdi yeniden bir adım atıldı. Bölgeden Sur Belediyesi ve Karadeniz’den Fındıklı Belediyesinin kardeş belediye olmasını önemli kılan nedir?

Fındıklı ve Sur belediyelerinin “kardeş belediye” olması önemli. Çünkü, Türkiye’nin iki farklı coğrafi, kültürel ve sosyopolitik bölgesini temsil ediyor bu belediyeler. Aralarındaki dayanışma köprüsü çok önemli ve değerli. Fındıklı ve Sur gibi iki farklı bölgenin kardeş belediye olmasını, yerel yönetimlerin sınırları aşarak toplumsal barışı, kültürel değişimi ve dayanışmayı teşvik etmesinin somut bir örneği olarak görmek gerekiyor. Biz bu kardeşliği sadece iki belediye arasında teknik bir işbirliği olarak görmüyoruz. Aynı zamanda halklar arası bağları güçlendirici bir etkisi olduğunu düşünüyoruz. Kayyım dönemlerinde, bu tür demokratik yerel yönetim dayanışmalarının engellendiği bir süreç yaşanmıştı. Kayyım anlayışını sadece rant meselesi üzerinden değerlendirmek dar bir bakış açısı olacaktır. Kayyımları toplumsal yaşamın her alanını tecrit altına alma girişimi olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu tecridin bir boyutu da halklar arasındaki dayanışma ve diyalog yollarını kapatmaktır. Bu açıdan, kayyımların ardından belediyeler arasında yeniden kardeşlik ilişkilerinin kurulması, yerel demokrasinin ve halkların dayanışma kültürünün yeniden canlanmasına işaret etmektedir.

-Peki kardeş belediyecilik ile ilk olarak neleri amaçlıyorsunuz?

Kardeş belediyecilik ile birlikte, iki farklı coğrafyanın sorunları, çözümleri ve kültürel zenginlikleri arasında köprü kurulmasını amaçlıyoruz. Bu, yerelde demokrasiye vurgu yaparken, aynı zamanda karşılıklı öğrenme ve dayanışmayı da teşvik edecektir. Bu açıdan Fındıklı ile gerçekleştirilen kardeş belediyecilik, hem toplumsal hem de kültürel bir dayanışmanın simgesi olacağı gibi, yereldeki demokrasi ve halkların barış içinde bir arada yaşama arzusunu güçlendirecek bir gelişmedir. Birlikte yaşama arzusunu salt bu durum üzerinden değerlendiremeyiz tabi ki. Bunun tarihsel ve kültürel bir arka planı var. Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin basına açık protokol töreninde bunu ifade eden güzel bir söz kurdu: “Burada ürettiğiniz tahıl bizim orada un olur, ekmeğe dönüşür, karnımızı doyurur. Bizim orada ürettiğimiz çay, dost sohbetlerinizde size yoldaşlık yapar.” Halklar arasındaki ortak yaşamı vurgulayan küçük ama anlamı derin bir sözdü.

-İki farklı siyasi partinin farklı yerel yönetim anlayışlarıyla yönettiği ve farklı kültürden iki halkın yaşadığı şehirlerden bahsediyoruz. Halkların ve kültürlerin bu kadar kutuplaştırıldığı bu ortamda öne çıkan mesaj nedir sizce?

Bu dayanışmayı Türkiye’deki kutuplaştırıcı siyasete karşı bir yerel yönetim modeli olarak değerlendirmek gerekir. Partimizin yerel yönetim anlayışındaki çok halklı ve çok kültürlü yaklaşımın somut bir pratiğidir. Partimiz farklı kültürler, etnik kimlikler ve inanç gruplarını kucaklayan demokratik bir yerel yönetim anlayışını savunmaktadır. Bu bağlamda, iki belediyenin kardeşlik kurması, halklar arasında dayanışmayı ve diyaloğu güçlendirmeyi hedefleyen bir adımdır. Savunduğumuz yerel yönetim modeli, sadece hizmet odaklı değil, aynı zamanda toplumsal barış ve birlikte yaşam kültürünü teşvik eden bir yapıya sahiptir. Kutuplaştırıcı siyasete karşı bir cevap olarak bu ilişki, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki halkların barış içinde bir arada yaşama, dayanışma arzusunu da göstermektedir. Sonuç olarak, Fındıklı ve Sur arasındaki bu kardeşliği, hem çok kültürlü yerel yönetim anlayışının bir yansıması hem de toplumsal kutuplaşmaya karşı bir barış ve dayanışma mesajı olarak görmek gerekiyor.

-Fındıklı Belediye Başkanı bir heyetle Diyarbakır’a geldi, protokol imzalandı ve sonrasındaki renkli görüntülere dair neler söylersiniz? Ayrıca, “kardeş belediyecilik” fikrinin nasıl ortaya çıktığını da öğrenebilir miyiz?

Evet renkli görüntüler ortaya çıktı. Ulu Cami meydanında tulum ve davul-zurna sesinin bir anda duyulması önce şaşırttı herkesi ama bir anda alana toplanmaya başladı insanlar. Sağ olsunlar Fındıklı heyeti güzel bir beste de yapmışlardı bizlere. “Lazca -Cumapoba-  Kürtçe’de  biratî” diye devam eden… Halkın ilgisi çok fazlaydı. Burada yaşayan ya da Karadeniz’den misafirlik vb. nedenlerle şehrimizde bulunan kişiler de hemen horona katıldılar. Halay ve horonun bir arada olmasının ötesinde, yıllarca ötekileştiren, yok sayan egemen anlayışa karşı halkların eğlenerek, sevgi çemberi oluşturarak verdikleri bir cevap vardı aslında. Halkın yoğun ilgisinin sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. Kardeş belediyecilik fikrinin nasıl ortaya çıktığına gelince… Göreve geldiğimizde ilk işlerimizden biri kayyım öncesi yapılan kardeş belediyecilik protokollerini incelemek oldu. Bunları yeniden hayata geçirmek ve yeni belediyelerle ilişki sağlanması yönünde çalışmalara başlamıştık. Fındıklı Belediyesi de bu çalışmalarımızın olgunlaşmasıyla iletişime geçtiğimiz bir belediye oldu. Konuşmanın başında da değindiğim gibi bu girişimimiz teknik bir işbirliğinin ötesinde, yıllardır hakim kılınmak istenen kutuplaştırıcı, karamsar bir atmosfere karşı halkların kültürel zenginliğini ve bir aradalığını göstererek dayanışma ruhunun yeniden işler hale getirmekti. Kamuoyunda da bunun karşılık bulduğunu düşünüyorum.