
Çatalhöyük’ün kurtuluşu…
BARIŞ AVŞAR Bir yanda Melendiz, bir yanda Hasan dağları, ortalarında Çatalhöyük… Dağlar ‘öfkeli’; lav, duman, kül yağdırıyorlar her tarafa. Ve yer, beşik gibi sallanıyor… Beşik gibi? Bin yıldan uzun süre …
Devamıdilop – kovara du mehî * çand huner polîtîka
BARIŞ AVŞAR Bir yanda Melendiz, bir yanda Hasan dağları, ortalarında Çatalhöyük… Dağlar ‘öfkeli’; lav, duman, kül yağdırıyorlar her tarafa. Ve yer, beşik gibi sallanıyor… Beşik gibi? Bin yıldan uzun süre …
DevamıNEVZAT ONARAN Kurtla kuzu hikayesi gibi. “Suyumu bulandırma” söyleminden biliriz ki kurt, kuzuyu yiyecek bahane arıyor. 1915’te Van Mebusu Vramyan, 10 Şubat’ta hükümete 8 maddelik Barış Programıyla başvurdu, 17 Nisan’da …
DevamıSEZAİ SARIOĞLU “ ‘Bütün mitologya, doğal güçleri imgelemin içinde ve imgelem yoluyla denetler, yönetir, biçimlendirir’ diyen Marx, insanın doğa güçleri karşısında egemen duruma geçmesiyle mitologyanın ortadan kaybolduğunu belirtir. Bu egemenlik …
DevamıAYŞEN ŞAHİN Newroz nedir bilmezdim çocukken, bahar gelince atlıyorduk dilekler dileyerek ateşlerin üzerinden. Demirci Kawa’yı okuduğumda ortaokuldaydım, Newroz ateşini anlamam o zamanları buldu. Seneler geçti, üniversiteyi kazandım. Şimdikine benzer ama görece …
DevamıÖZGÜR ÇIRAK WERGER: BÜLENT GEDİK Gava ez kevçî di destê min de, min binê qutiya mayonezê paqij dikir Rana got “Xalê min Refik bêyî ku bijî mir, tu dizanî?” Divê …
DevamıDR. ÖMER ULUÇAY “Şikestî”[1] ye, birîndar e, lê zindî ye, nemiriye, serî daneniye, berxwadan e, ev jiyan e. Çi şikest, çima, çitol û çiçaẋ şikest? Kê şikand? Wê dawî çerê …
DevamıÎbrahîm GÊNÇ Di dîroka çandî ya kurdî de çirûska ku Ehmedê Xanî pê xistiye di rêya azadiyê de, bayê ku malbata Bedirxaniyan wezandiye sed sal bibihurin jî tesîran wan nabihure. …
DevamıGomidas ve yedi arkadaşı Çankırı’daki kampta bir hafta kaldı. Kampa gelen bir telgrafla “kurtarıldı”, İstanbul’a döndü ama iş bulamadı, kirasını ödeyemedi, savaşın yıkımını yaşayan İstanbul sokaklarında polisin kendisini izlediğini düşünerek “bir güvercin tedirginliğiyle” yaşadı. Bir “arta kalan” olarak o yolculuk boyunca gördüğü manzarayı her fırsatta ağlayarak anlattı. “Kalbim o viran evlere benzer…” sözleriyle notaya döktü
DevamıDersim insanının binlerce yıllık serüvenine gerçekten ışık tutmak, o serüvenin bir parçası olmak, ona dokunmak yerine inkârcı, pazarlamacı bir çizgide durmak, 38 Tertelesinde hayatını yitirenlere, sürgünlere bugünden kılıç sallamaktır. Modern zamanların cilalı taşlarının, lüks ekranların, spot ışıklarının gizleyemediği barbarlığın meali budur. Kışla binası bu haliyle bir müzeye dönüşmüş olsa da askeri nizam devam etmektedir.
DevamıGerek mağdurlarda gerekse sonraki kuşaklarda, toplumsal travmayla ilgili en başat duygular arasında korku ve güvensizlik yer alır. Güvensizlik , sürekli uyanık kalma ve tetikte olma ruh halini besler. Dersim’de Tertele’yi yaşayan bir yaşlımızın, uzun yıllar boyunca, kapısı her çalındığında kendisini mutfağa kilitlemesi ya da bazı yaşlılarımızın sağlık hizmeti alırken kendilerine kasıtlı olarak zarar verilebileceği ile ilgili tedirginlik yaşamaları, toplumsal travmalarda güvensizliğin toplumun geneline doğru nasıl genişleyebildiğinin somut örnekleridir.
Devamı