SAVAŞ VE KÖLELİK KÜLTÜRÜNE KARŞI BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK KÜLTÜRÜ

Çok uzun yıllar sürmüş sorunların ağırlığını taşıyan bu mücadele, bu bakımdan yalnızca siyasal uyanış değil, aynı zamanda derin ve kalıcı kültürel bir gelişme sağlamıştır. Yeni süreç, hareket halinde pek çok unsurun etkisine açık olması bakımından büyük güçlüklerle ilerleyecek kuşkusuz. Belki de önceki gibi kendi “demir yumruğu” dışında hiçbir değer tanımayanlar tarafından yine bozulacaktır! Ancak bu sürecin gelişimini eninde sonunda, bunda da değilse bir başka çözüm girişiminde, belirleyecek olan, başta kadınlar olmak üzere, eksiksiz bir siyasal uyanış içinde olan Kürt halkının ısrarlı ve sabırlı mücadelesi olacaktır.

Devamı

“Kayyım, Kürtlerin hafıza ve tarihini hedef aldı”

Özellikle 100 yıldır Kürt halkına karşı yürütülen hafızasızlaştırma meselesinin 8 yıllık pratiğidir kayyum. Yürütülen bu asimilasyon politikaları en temelde halkın kimliğinin en odak noktasını vurur. Kültürü, dili ortadan kaldırdığınızda o halktan geriye bir şey kalmaz. Çünkü kendisini o toplumsal hafıza içerisinde ifade etme hali ortadan kalkmış olur.

Devamı

‘Kaymakam Hamido’ ve kayyım meselesi

Başkan vekili seçilen Hamido, makam aracından inmez oldu. Çarşı içini ve köyleri makam aracıyla ziyaret etti, denetledi memnuniyetsiz bir ifadeyle. Araca binerken ve inerken kapısını açan biri oldu. Elbette façası da düzeldi. Takım elbise, kravat, boyalı ayakkabılar… Ses tonunda, bakışlarında, yürüyüşünde bir muktedir azameti belirginleşmeye başladı. İktidar koltuğunu oturan şahıs, o koltukla doğmuş, o koltukla ölecek hissine kapılabiliyorlar. Hamido, bir süre böyle yaşadı. Bunun ilelebet süreceğini düşündü.

Devamı

Kayyımları defetmek siyasetle mümkün

Yerel yönetimleri Ankara’nın kolonisi konumuna indirgeyecek ölçüde araçsallaştıran merkezi devletin “yetki/egemenlik” iddiasından türeyen “kayyım” sorunu, esasen başlı başına bir yerel yönetim sorunu değil, bir rejim sorunu olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Bu sorunun, iktidarın, yozlaşmış Anayasal rejimin kendisine tanıdığı tiran yetkilerinden “demokrasi” yüzü suyu hürmetine vazgeçmesini bekleyerek ya da AYM, Danıştay veya AİHM’e başvurarak çözülemeyeceği ve yargıyı kendi egemenliğiyle eklemlemiş bir iktidarın temel meselelerde yargı yoluyla hizaya getirilmesini beklemenin beyhudeliği ortada

Devamı