‘Kaymakam Hamido’ ve kayyım meselesi

Başkan vekili seçilen Hamido, makam aracından inmez oldu. Çarşı içini ve köyleri makam aracıyla ziyaret etti, denetledi memnuniyetsiz bir ifadeyle. Araca binerken ve inerken kapısını açan biri oldu. Elbette façası da düzeldi. Takım elbise, kravat, boyalı ayakkabılar… Ses tonunda, bakışlarında, yürüyüşünde bir muktedir azameti belirginleşmeye başladı. İktidar koltuğunu oturan şahıs, o koltukla doğmuş, o koltukla ölecek hissine kapılabiliyorlar. Hamido, bir süre böyle yaşadı. Bunun ilelebet süreceğini düşündü.

Devamı

Kayyımları defetmek siyasetle mümkün

Yerel yönetimleri Ankara’nın kolonisi konumuna indirgeyecek ölçüde araçsallaştıran merkezi devletin “yetki/egemenlik” iddiasından türeyen “kayyım” sorunu, esasen başlı başına bir yerel yönetim sorunu değil, bir rejim sorunu olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Bu sorunun, iktidarın, yozlaşmış Anayasal rejimin kendisine tanıdığı tiran yetkilerinden “demokrasi” yüzü suyu hürmetine vazgeçmesini bekleyerek ya da AYM, Danıştay veya AİHM’e başvurarak çözülemeyeceği ve yargıyı kendi egemenliğiyle eklemlemiş bir iktidarın temel meselelerde yargı yoluyla hizaya getirilmesini beklemenin beyhudeliği ortada

Devamı

Umumi Müfettişlik’ten Kayyıma, Hakkari

Osmanlı’dan miras “devleti âli” için yasanın varlığı veya yokluğu önemli değildir, asıl olan gereğinin yapılmasıdır. Kuşkusuz bugün Saray rejiminin de kayyım gibi nice benzer icraatını bulabiliriz.
Bugünün Sünni İslamcılığı ve 1930’ların Türkçülüğü, bir madalyonun iki yüzüdür! En özlü anlatımı, AKP ve MHP ittifakıdır. Muktedirler değişse de kaderi değişmedi, Hakkari’nin.

Devamı